Yönetmenlik tahtında Ridley Scott; Robin tahtında da Russel Crowe oturuyor. Yer ingiltere, zaman işte o zaman, meselemiz aynı, hikaye yeniden… Yeniden yeniden çevrim bir Robin Hood ne kadar eğlenceli olabilir ki ?
Artık yeter dememişseniz , “bir de ‘işte efsane böyle başladı’ başlıklı Robin Hood nasılmış bir bakalım” demişseniz benim gibi; keyifle izlenecek bir Ridley Scott filmi izleyeceksiniz…
Film Sherwood ormanı ve Nottingham şerifine teğet geçiyor… Hikayenin bildik yerlerinden değil, daha evvelinden, Robin’in “Sherwood felsefesine giriş” kısmından… Robin Hood’un Nottingham’ a kabulunde küçük bir inandırıcılık sorunu yaşasak da, yepyeni bir senaryo, görkemli savaş sahneleri, aksiyon ve Ridley Scott görselliği… Epik bir anlatımda ki inandırıcılığında -Gladyatör’den sonra hemde- çok iyi bir sınav veriyor yönetmen. Harika savaş sahneleri, Akka Kuşatmasına yapılan ince gönderme/günah çıkarma gibi küçük ayrıntılarda kendini gösteren farklı duruşu, Crowe ve Blanchett’ ın hiç de şaşırtmayan başarılı oyunculukları ile Robin efsanesi… Cannes Film festivalinin açılış filminden bahsediyoruz… Bu arada filmde Fransızlara uygulanan hakaret ötesi yaklaşımı hazmederek -sanat adına- , filmi Cannes’ da gösteren Fransız alçakgönüllülüğünede saygılarımı sunmadan geçemiycem. Bu filmin Fransız’ lara olan yaklaşımının, herhangi bir filmde bize karşı olması halinde o filmin neler yaşayacağını tahmin etmek zor değil… Demokrasiye uzanan yollar engebelidir ve uzun zaman alır bu yolda yürümek…
Zenginden alıp yoksula dağıtan pre-sosyalist felsefenin bir tezahürü… Özgürlüğe adım adım İngiltere ve direnen kraliyet… Tam ortasında Robin… Robine Sherwood yolu görünecek yine… Ormana hapsedilen özgürlük aşkı… Zamanın İngiltere’ sinden bir destansı kesit…
Tüm zamanların en bildik hikayelerinden birine, bir Ridley Scott imzası… Hikayenin en başında neler olmuş … İşte hikayenin Robini Robin yapan kısmı karşınızda…
Bu Eleştiriyi Paylaşın!