Bir süre ara vermek zorunda kaldığım yazılarıma çok sevdiğim bir komedyenin ve karakterin filmiyle dönüş yapıyorum. Hedefim Ata Demirer’in son filmi Niyazi Gül Dört nala.
Bilenler hatırlar. Niyazi Gül karakteri Ata Demirer’in yıllar önce hazırladığı Korsan TV isimli programda izleyiciye sunduğu, kendi çocukluğunda tanıştığı esnaf Sakin Amca’dan esinlenerek yarattığı bir karakter. Filmin isminden de anlaşıldığı üzere bir karakter komedisi filmi izleyeceğiz. Bıçak sırtı bir iş. Söz konusu Ata Demirer de olsa, beklentiyi yüksek tutmamakta fayda var diye düşünüyorum. Yine de bir umudum var.
Film Niyazi Gül karakterinin çocukluğu ile başlıyor. Çeşit çeşit hayvanlarla dolu gayet samimi ve komik görüntüler geliyor ekrana. Hayvanlarla arası oldukça iyi olan küçük Niyazi’nin bu ilgisini görenler onun çok yaman bir baytar olacağını söylüyorlar. Sonra film Niyazi Gül’ün üniversitede verdiği ders sahnesine geçiyor. O komik üslubuyla kürsüde ders verirken öğrencilerin sorduğu muzip sorulara yine kendi üslubuyla komik cevaplar veriyor.
Buraya kadar her şey güzel. Fakat buradan sonrası ne yazık ki felaket.
“Karakter komedisine düşkün, Recep İvedik gibi brutal bir karakterin bile ortalama bir sunumla bir fenomen hale geldiği Türk sinema dünyasında, böylesine sevimli, dillere pelesenk olabilecek sözleri olan bu denli özgün bir karakter, duygusal tutarlılığı ve senaryoya herhangi bir katkısı bulunmayan gereksiz yan karakterler, kalitesiz espriler, klişeler ve toparlamaya çalışsa da kötü bir finalden ibaret son derece başarısız bir senaryo ile nasıl ziyan edilir” konulu deneysel bir çalışma izliyorum sanki.
“Doğallık ” ana temasının hayvanlar üzerinden, ince dokundurmalarla oldukça güzel işlenebileceği insan & doğa mücadelesini Demet Akbağ ve Levent Ülgen gibi oyuncular ile anlatabilecek bir hamur varken filmde üzerine konuşulacak akılda kalacak neredeyse hiçbir konunun olmaması oldukça üzücü.
Oyunculuklar kasti abartı da olsa, Niyazi Gül’ün doğallığı ve Ata Demirer’in başarılı oyunculuğu karşısında oldukça eğreti duran bu karakterlerin eksikliğinden ötürü seyir zevki vermiyor. Demet Akbağ ismi bile Şahmerdan karakterini kurtarmaya yetmiyor. Yine de kendisinin ve Şebnem Bozoklu’nun oyunculuk hakkını ise teslim etmek gerek. Levent Ülgen ise kendi tarzını koruyor diyebiliriz.
Filmin görsel yapı ve ses konusunda da hayvanlar aleminin muhteşem doğallığına rağmen maalesef vasat kaldığını da belirtmeliyim.
Velhasıl kelam, eski hayranları için büyük umutlarla beklenen Niyazi Gül Dört Nala filmi , televizyonda rastlanınca sırf Niyazi Gül için beş-on dakika göz atılacak bir filmden öteye geçemiyor.
Bu Eleştiriyi Paylaşın!