Film Eleştirisi, Sinema, Film eleştirileri, Film kritik, Film yorum
Film Eleştirisi, Sinema, Film eleştirileri, Film kritik, Film yorum


Lal Gece ( Altın Koza 2012 )
Yazan : Mustafa IRMAK

Lal Gece ( Altın Koza 2012 )
Yönetmen
Reis Çelik
Senarist
Reis Çelik
Oyuncular
İlyas Salman
Dilan Aksüt
Tür
Dram
Yapım
91dk. Türkiye, 2012






Konu hayli hassas… Anadoluda yaygın olan çocuk gelinler sorunu konusu… Ele alınması önemli… Özellikle sinema gibi bir alanda buna soyunacaksanız konuya hassasiyetiniz ve nasıl ele aldığınız ziyadesiyle önemlidir.

Yaptığınız şey sadece sinema değildir, konu böylesine önemliyken film yapmak size sorumluluk yükler.

“Lal Gece”…

Çocuk yaşta evlilik konusunu ilk gece / gerdek gecesi üzerinden işleyen bir film. Bir çocuk ve bir erişkinle bağnaz ve kapalı toplumlarda, insani değerlerin zayıfladığı ve kadının bir meta olduğu sosyolojilerde nasıl satılıp pazarlandığını bize anlatacağını umduğumuz bir Reis Çelik filmi.

Ancak film başından sonuna inanılmaz bir sorumsuzluk ve sosyal ciddiyetsizlikle kurulmuş. Bir çocuğun gözünden korkutucu ilk gece izlenimleri verilirken, lüzumsuz ve fütursuzca bir komedi yaratılarak film bu durumu realize etmiş.

                                                                                                                                                                                                      REİS ÇELİK

Filmin öyle ya da böyle duruma sempatikce razı edilen çocuk görüntüsü ile bitirilmesi ise gerçekten dehşet verici. Oysa tüm bu çocukların ilk gece tecavüze nasıl uğradıkları, nasıl işkence ile yıllarca odalara kapatıldıkları aşikârken, çığlıklar atarak ağlayan, direnen bununla savaşan bir çocuk hikâyesinin, gönüllüce bunu kabullenen bir çocukla anlatılması saygısızlık.

Birde bu kadar güldük utanmasak filmin sonunda kafasına sıkan (Yoksa gerçekleşen tecavüzü köye müjdeleyen iki el silah sesinden birimi ? ) adamcağıza da üzülsek. Önüne resmen zorla getirilmiş bir çocuk ve tecavüze iknaya çalışan bir erişkin… Bu gecede yaşanabilecek bir tek komik sekans bana anlatabilir misiniz ?

Bir yönetmen sorumluluk alır… Bir film sorumluluk yükler… Erkeğin penceresinden bakarak, erkeğin bu duruma düşmesinde ki sosyal gerekçelerinin altında kadını/çocuğu ezemezsiniz.

Konu bir çocuğun satılması ise yapılacak film böyle duyarsız ve sosyal analizden yoksun olamaz. Hadi bu konuda bilgi yoksunusunuz ama böyle bir sosyal trajedide ilk gecelerinde bu çocukların sempatikçe ikna edilerek peşinden gönüllü bir şekilde soyunduklarını ve durumu rızayla kabullendiklerini ön görmek nasıl açıklanabilir? Erkek karakteri; çocuk korktuğu için bıyığını kesen, komiklikler yapan, nezaket gösteren, “Bende kader kurbanıyım.” diye ağlayan biri olarak tarif ederek, aşırı bağnaz bu kişilikleri, bu çocuk tacirlerini sempatize etmek kabul edilemez.

Filmi yapmadan bir uzmana danışıp, bu evliliklerde çocuğun yaşadığı cehennemi ucundan öğrenme zahmetine katlanan bir yönetmen, filmden çıkıp da yanı başında komşusunda yaşanan bu trajediye anlayış gösterecek bir seyirciyi mi yoksa çocuk gelinler konusunda mücadele eden, bağıran bir seyirciyi mi tercih ederdi ?

Onurlu, erkekliğinin ve kaderin kurbanı bir pedofil… Hadi ordan…

Yakın zamanda İran’da Küçük yaşlarda evliliği legalize etmeye çalışıyorlardı… Sinema ile yapılanda istemeden sosyal legalizasyon olmuş.

Sosyo-psikolojiden yoksun bir senaryoda, etkileyici bir sinemasal başarısızlık…


Bu Eleştiriyi Paylaşın!