Tam on yıldır dizi senaryoları yazan ve dizi setlerinde evrilip büyümüş bir yeni yönetmen Deniz Akçay Katıksız. “Küçük Kadınlar”, “Yol Arkadaşım”, “Ömre Bedel”, “Gece Sesleri” ve dahası… Hepsi başarılı olmasa da dizilerin bu uzun soluklu temposunda diyaloglar yazarak ve dramatik hikayelerde her zaman üreterek var olabilmiş bir senarist. Şimdi karşımızda yönetmen koltuğunda. 20. Adana Altın Koza Film Festivali’nde galasında izleme fırsatı buldum.

32. İstanbul Film Festivali bu yıl ilk kez verilen Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülünü Köksüz’e verdi. Baştan sona akıcı ve akılcı diyaloglarla yönetmen senaryoda da ustalığını konuşturmuş.

Zamanda asılı kalmış ve annesinin cehennemine hapsolmuş bir genç kızın gerçekçi ve çarpıcı hikayesi. “Erkeksiz” bir ailede erkek olmaya çalışan evin liseli delikanlısının yaşadığı depremler. Ve tabii ki anne. Şizofren bir bağlılıkla kızına olan nefreti / sevgisi / öfkesi arasında gitgelleri ile harika bir oyunculuk ve Lale Başar. Ahu Türkpençe artık olgun ve dengeli oynayabilen ve fiziğini iyi kullanan bir aktrist. O “Bir İstanbul Masalı” şirinliğinden oyunculuğunu sıyırarak çarpıcı oyunculuklara evrilebiliyor artık. Daha iyi rollerde izleyeceğimiz kesin.

Hal böyleyken oyunculuklar ve hikaye böyle iyi iken yönetmen tebrikleri hak edecek bir dramayı karşımıza getirivermiş. Türkiye aile yapısı ve handikapları ile birey olmaya çalışan kadınların çatışmaları üzerine etkili bir yapım.

Yılın en iyilerinden olmaya aday bir Deniz Akçay ilk filmi diyebilirim. Biraz geç girdi vizyona ancak keyifle seyredeceğinizi umduğum güçlü bir film “Köksüz”.