Film Eleştirisi, Sinema, Film eleştirileri, Film kritik, Film yorum
Film Eleştirisi, Sinema, Film eleştirileri, Film kritik, Film yorum


Gazap Günü
Yazan : Tugay HACIOĞLU

Gazap Günü
Yönetmen
Carl Theodor Dreyer
Senarist
Carl Theodor Dreyer
Poul Knudsen
Mogens Skot-Hansen
Oyuncular
Lisbeth Movin
Preben Lerdorff Rye
Thorkild Roose
Anna Svierkier
Tür
Dram
Yapım
104dk. Danimarka, 1943

 

 

 

Dreyer ‘in sinemasının alt metinlerindeki, Tanrı ile çatışmasını ve sorgulamasını Gazap Günü filminde de açıkça görüyoruz.






Gazap günü, Carl Theodor Dreyer ‘in Jeanne d'Arc'ın Tutkusu (1928) ve Söz (1955) filmlerinden sonra üçüncü sırada gelen başyapıt filmi. Zaman olarak 17. yüzyılda geçen film, Katolik orta çağ Avrupa ’sının engizisyon yargı sistemi ile cadı avcılığı yaptığı dönemi konu alıyor. Film Anne Pedersdotter ‘un evli olduğu Absalon Pederssøn ‘un oğlu Martin ile yaşadığı yasak aşkı konu alıyor.
Filmin hikâyesi izleyiciye aktarılırken, inanç unsurları üzerinde duruluyor.

Cadılık ile suçlanan Herlofs Marte halk tarafından linç edilmek üzere aranıyor. Kendisini saklaması için eski dostunun kızı ’nın (Anne Pedersdotter) evine gider. Saklanmak üzere gittiği ev, aynı zamanda Anne Pedersdetter ‘in kocası Peder Absalon ‘un evidir. Herlofs Marte ‘yi Peder Absalon ‘un evine girerken görenler olmuştur. Halk pederin evine gider ve Helofs Marte ‘yi yakalar. Herlofs Marte ‘nin engizisyon mahkemesinin başındaki Peder Absalon tarafından yargılanma ve işkence süreçleri başlamıştır. 
Yargılanma süreci devam ederken, Peder Absalon ‘un evine oğlu Martin gelir. Bu ziyaret Martin ‘in kendi yaşıtı, genç güzel üvey annesi Anne ile tanışmasına vesile oluyor. İlk karşılaşmalarında duygusal bir çekim gerçekleşiyor.  Herlofs Marte ‘nin yargılanma sürecinde Peder Absalon ‘un sert karar ve tutumları Anne ‘yi ondan uzaklaştırırken, bu olaylar karşısında daha merhametli olan Martin ‘e yakınlaştırıyor. Bu yakınlaşma, tutkulu bir aşka dönüşüyor. Sonrasın da olaylar gelişmeye başlıyor…  
Film 1575 yılında Norveç ‘te cadılık ile suçlanan Anne Pedersdotter ‘ın gerçek hikâyesini konu alıyor. Bu olay, Norveçli oyun yazarı Hans Wiers-Jenssen  tarafından 1908 yılında bir tiyatro oyunu olarak sahneye aktarıldı. Dreyer ilk olarak Wiers-Jenssen'in 1925 yılında Anne Pedersdotter oyununu görmüş ve bunu birkaç yıl boyunca ekrana uyarlamak istemişti.

Dreyer ‘in filmlerinin temel özelliklerinden olan gerçekçilik olgusu, bu filminde de karşımıza çıkıyor.
Filmin başrol oyuncusu olan Lisbeth Movin ‘in ( Anne Pedersdotter ) gerçekçi görüntüyü bozacağı düşüncesi ile makyaj yapmasına dahi izin verilmedi. Hatta Anna Svierkier ‘ın ( Herlofs Marte ) cadı olarak yakılacağı sahnede, ahşap merdivene bağlanıp, Yönetmen Dreyer dahil olmak üzere tüm ekip öğle yemeğine çıkmıştır. Bunu oyuncunun karakter ile tam olarak özdeşleşmesi için yapmıştır.

Dreyer ‘in sinemasının alt metinlerindeki, Tanrı ile çatışmasını ve sorgulamasını Gazap Günü filminde de açıkça görüyoruz.
Filmde ilk sahne olan gazap günü ilahisi, rahatsız edici tonlarda çalan müziği ile karşımıza çıkıyor.
İlk sahneden sonra adeta, hikâyedeki karakteri izleyen bir üçüncü göz olarak onların arasında giriyoruz. Daha ilk sahnelerden filmin içine alma, Dreyer ‘in sinemasın da alışık olduğumuz bir özellik. 

Filmdeki çarpıcı sahnelerden biri de Anna Svierkier ‘ın ( Herlofs Marte ) yakılma töreni. Cadı yakma töreninde  Herlofs Marte ‘nin ateşe atıldığı anda, hep bir ağızdan çocukların gazap günü ilahisini söylemesi ise inanç, vahşet ve çocuk öğelerini bir araya getiriyor.

Bu tüyler ürperten sahnenin tasarlayıcısı Dreyer ‘in ana düşüncesi, bu unsurları birleştirerek seyirciyi sarsmak ve düşünmeye zorlamak. Bunu gerçekten de çok iyi başarıyor. 
Yine Dreyer ‘in sinemasından alışık olduğumuz, uzun süre devam eden sahneler bu filminde de yer alıyor. Bu durum, bizi bir anlamda filme tutsak ediyor.
Filmin iç dekor ve dış çekimlerde ise sadelik hakim. Film genel olarak Peder Absalon evinde geçiyor. Martin ve Anne Pedersdotter dış çekim sahnelerinde, gölgeleri kullanarak oluşturulan yapı ise çok estetik duruyor.

Anna Svierkier ‘ın ( Herlofs Marte ) hayretlere düşürecek derecedeki iyi oyunculuğu, filmin güzel yanlarından biri. Yakılıp ölmemek için yalvardığı sahnelerdeki mahcup biçare halleri seyirciye acıma duygusunu yaşatıyor. Cadı yakma törenindeki, Pedere haykırarak bağırdığı kızgın ve öfkeli oyunculuğu ise seyirciyi korkutacak derecede gerçekçi. 
Sonuç olarak Gazap Günü, Carl Theodor Dreyer sinema görüşünü anlamak için izlenmesi gereken bir film.
 
Benim söyleyeceklerim bu kadar. Filmi izledikten sonra siz de düşüncelerinizi dile getirmenin ve tartışmanın keyfi ile sağlıcakla kalın…
 


Bu Eleştiriyi Paylaşın!