Bir zamanlar kariyerinin zirvesinde bir gazeteci olan Cal McAffrey, şimdi karmaşık bir cinayet ve entrika ağının içinde kaybolmuş bir şekilde, Washington D.C.'nin karanlık köşelerinde gerçeği arıyor.
Bir zamanlar kariyerinin zirvesinde bir gazeteci olan Cal McAffrey, şimdi karmaşık bir cinayet ve entrika ağının içinde kaybolmuş bir şekilde, Washington D.C.'nin karanlık köşelerinde gerçeği arıyor. Bu arayış, hem kişisel hem de profesyonel anlamda derin bir yolculuğa dönüşüyor.
Kevin Macdonald, İskoç asıllı bir yönetmen. "The Last King of Scotland" (İskoçya'nın Son Kralı) gibi başarılı yapımlarla adından söz ettirmiş olan Macdonald, özellikle gerçek olaylara dayanan hikayeleri ustalıkla sinemaya aktarmasıyla bilinir. Belgesel kökenli olması, onun sinemasına bir otantiklik ve derinlik katar. Macdonald’ın yönetmenliği, gerilim ve dramatik öğeleri başarılı bir şekilde harmanlayarak izleyiciye soluksuz bir seyir deneyimi sunuyor.
Matthew Michael Carnahan ve Tony Gilroy’un kaleminden çıkma bir hikaye bu ve politik entrikalar ve medya dünyasının karanlık yüzünü başarılı bir şekilde işliyor. Karakterlerin kişisel mücadeleleri ve etik ikilemlerini sık sık gözümüze soka soka işlense de, mekan Amerika konu da Ameikan medyası olunca tabi inandırıcılık tartışmalı ancak yönetmenin bu konuda filme derin bir felsefi boyut katma arzusu hissedilir derecede gözlemleniyor diyebilirim. Kurgu ile kapatılan boşluk belki de tamda bu felsefi derinlik, hikayenin temposunu ustalıkla arttırmış yönetmen ve ne yalan söyliyim izleyiciyi bir an olsun sıkmıyor ve sürekli bir merak unsuru yaratıyor.
Washington D.C.'nin ikonik mekanları, filmin atmosferine büyük katkı sağlıyor. Özellikle Kongre Binası ve gazetecilerin yoğun olarak çalıştığı newsroom sahneleri, hikayenin gerilimini ve gerçekçiliğini pekiştiriyor. Filmin genel atmosferi, kasvetli, karanlık, bu da gerilim ögelerini daha da güçlendiriyor. Görsel tasarım, hikayenin karanlık ve karmaşık doğasını yansıtacak şekilde özenle oluşturulmuş.
Başrollerde uzun saçları ile Russell Crowe, Ben Affleck ve Rachel McAdams gibi güçlü isimler yer alıyor. Crowe, gazeteci Cal McAffrey rolünde oldukça iyi. Karakterinin içsel çatışmalarını ve gerilim dolu anlarını ustalıkla yansıtıyor. Acıklı bir tarafı da var yani yenilmişliği ama güçlü bir tarafı da var karakterin. Aksın diye hikaye, filmin aksiyon tarafını dedektif gazeteci yaklaşımı ile beslemiş yönetmen ve eli yüzü düzgün bir Cal karakteri yaratmış.
Ben Affleck ise Stephen Collins rolünde, politik kariyeri ve kişisel yaşamı arasındaki dengeyi kaybetmiş bir adamı canlandırıyor. Rachel McAdams ise genç gazeteci Della Frye rolünde, masumiyet ve kararlılık arasında gidip gelen bir performans sunuyor, harbiden iyi, cidden... Yan rollerde Helen Mirren ve Jason Bateman var hatırda kalan. Helen Mirren ne oynasa oluyor, onun Red serisini geçin ama "Aşk Tarifi-2014" neydi öyle. Hakkaten etkileyici bir oyuncu. Onun hatrına bile izlenir.
Bu Eleştiriyi Paylaşın!