Aslında tanıdık bir yüz Stanley Tucci… Bazı aksiyonların kötü adamı, dramaların hüzünlü yüzü ve bazen de nefret edileni… Her rolün altından kalkabileceğini ıspatlamış büyük bir aktör… Aslında bu filmden hemen önce izlediğim ama kritiğini daha sonra yazacağım Julie&Julia filminde de vefalı koca rolünde, yeniden göz dolduran bir oyunculukla çıkmıştı karşımıza…
Artık o bir yönetmen… Siz farketmediniz ama “Blind Date ” onun beşinci filmi… Fraiser dizisinin birinci sezonunda ve daha bir çok komedi-drama da onun adına raslayabilirsiniz…
Blind Date; nasıl söylesem halk arasında “görücü usulü-kör randevu” olarak anılan “birbirini tanımayan iki kişinin tanıştırılması” ile ifade edilebilecek bir tür durumu ifade ediyor… Filmde bu durum biraz farklı işlese de, temelde film buluşmalar üstüne kurulu skeçlerden oluşuyor… Biraz farklı ve deneysel bir film…
Büyük bir travmadan kendilerini arındırmaya çalışan bir çift… Aslında “psikodrama-tik” bir senaryo… Zorlu bir “teatral iyileşme”… Belki de bir illüzyonu yaşamak isteyen bir anne ve babanın ağıtı/gözyaşları…
Patricia Clarkson her rolün kadını, yaşlandıkça güzelleşen, romantik filmlerin ve büyük dramaların aktristi… Yeşil yol’da hapishane müdürünün hasta eşi ile hatırlarsınız siz… Dogville de yine aklımızda yer etti…
Stanley Tucci den hüzünlü bir hikaye…
Bu Eleştiriyi Paylaşın!