Büyük bir yazarın hayatına yakından bir bakış; Aşkın Son Mevsimi/ The Last Station”…
Tolstoy’ un “Özel mülkiyetin reddi” temelinde kurduğu felsefesinin sancılı gelişimi… Eşi Sofya’ nın direnişi. Ve hemen yanı başlarından hiç ayrılmayan Tolstoy’ un büyük yandaşı Vladimir Chertkov (Paul Giamatti)’ un Sofya ile arasında ki çatışmalar…
“Aşkın Son Mevsimi/The Last Station”, Tolstoy’ un yeni sekreteri Valentin Bulgakov (James McAvoy) un gözünden, yazarın son dönemlerinde etrafında olan biten bu karmaşaya bir bakış aslına bakarsanız… Valentin büyük bir Tolstoy hayranıdır ama Tolstoy’ un aşkı ve Tolstoy’ un büyük idealleri arasında onun aşktan yana tavır almasını dilemektedir. Tolstoy’ un büyük bir tutku ile bağlı olduğu Sofya ile arasında ki tek bağ artık Valentin olacaktır.
Kendi yaşamı da karmaşalarla dolu Valentin aşkla tanışır. Yeni aşkı Marsha mı yoksa Tolstoy mu?
Sofya rolünde Helen Mirren inanılmaz bir oyunculuk sergilemiş. Aşkı ve ailesinin geleceğini tehdit eden “Özel mülkiyetin reddi” düşüncesi arasında bocalayan bir kadın filozof ,bir anne. Herkesi karşısına alan bir savaşçı… Helen Mirren bu gözü kara aşığı inandırıcı biçimde önünüze getirmiş.
Kanaatimce bu film bir Tolstoy filmi değil; her yanı ile Sofya üzerine bir film. Ya da bu paralelde seyreden Valentin ve Marsha aşkını da eklersek “bir aşk filmi” de diyebiliriz.
Her rolün adamı Paul Giamatti, Vladimir Chertkov’ da da akıllara ziyan bir tiplemede yine… Yine çok layıkıyla tartışmalı bir rolün altından kalkmış…
Tabi ki bir biyografiyi senaryolaştıran ve dönem filmi gibi bir zorluğu omuzlayan senarist/yönetmen Michael Hoffman. “Sofya” “Vladimir ” tartışmasına mesafeli yaklaşımı ile objektif bir bakış için özenmiş… Bu türden tartışmalı bir konuda bu yaklaşım bile üzerinde çok konuşulacak bir konu tabi ki… Ama konu Tolstoy !! … Hem zaten Tolstoy’ un hangi tarafta durduğunun değil, yaşadığı karmaşanın ifadesi daha çok önemsenmekte Tolstoy coğrafyasında. Yönetmen bu dengeyi zorlu bir senaryoda başarabilmiş. Bu ilk uyarlaması da değil yönetmenin; Rose Tremain (Restoration-1995) ve bir William Shakespeare (A Midsummer Night’s Dream-1999) uyarlamasında da izlemiştik…
Uzun süredir iyi bir film izlemedim diyorsanız ve vizyon filmleri sizi bu hafta cezp etmediyse muhakkak izlemelisiniz derim.
Bu Eleştiriyi Paylaşın!