Filmin baş karakteri Anna'nın çift taraflı ajan olarak yaşadığı zorlu mücadele, izleyicilere "Güç, kimin elinde olduğundan çok, nasıl kullanıldığına bağlıdır" mesajı vermeye odaklanmış..
Luc Besson’un 2024 yapımı "Anna" filmi, izleyicileri karmaşık bir casusluk hikayesine davet ediyor. Filmin baş karakteri Anna'nın çift taraflı ajan olarak yaşadığı zorlu mücadele, izleyicilere "Güç, kimin elinde olduğundan çok, nasıl kullanıldığına bağlıdır" mesajı vermeye odaklanmış..
Luc Besson, Fransız sinemasının önemli isimlerinden biri. 1959 doğumlu olan Besson, "Leon: The Professional", "The Fifth Element" ve "Lucy" gibi kült filmlerle tanınıyor. Kariyeri boyunca aksiyon ve bilim kurgu türlerinde ustalaşmış olan Besson, karmaşık karakterler ve çarpıcı görsellerle dolu filmler yaratmasıyla hemen her filmiyle bizi etkilemeyi başardı..
Başrolde Sasha Luss var. Anna... Luss, karakterin içsel çatışmalarını ve fiziksel yeteneklerini bir manken ve filmde de geçen "güzel kadınlar zeki olmazlar" önyargısını silen bir ustalıkla yansıtıyor. Yani karakterden hiç kopmuyoruz, onunla korkuyor üzülüyor ve heyecanlanıyoruz.
Yan rollerde inanılmaz Helen Mirren var. Tam ama tam ona uygun rol. KGB yöneticisi rölünde harika, sigarayla kurduğı ilişki ve onunla yarattığı etki akılda kalıcı. Anna’nın mentöru olarak güçlü bir performans sergiliyor. Ve Cillian Murphy... filmde Amerikan CIA ajanı Lenny olarak izliyoruz. yüzeysel ve kolay bi rol olmuş onun için... Luke Evans gibi deneyimli oyuncular da var ayrıca.
Film, Paris ve Moskova gibi şehirlerde geçiyor. Besson, görsel açıdan uzun planlar ve detaylı kompozisyonlarla izleyiciyi büyüleyici bir aksiyon dünyasının içine çekiyor. Ancak, bazı eleştirmenler filmde kullanılan teknolojinin ve bazı detayların anachronistic olduğunu belirtmişler, yanı zaman uyumsuz. Bunu okuyunca yeniden düşündüm. Gerçektende arabalar, telefonlar, silahlar ve oteller kullanılan teknolojiler.. Biraz karışık hakikaten. İzlerken sizde dikkat edin, ilginç ve hatta bazı sahneler komik...
Film, casusluk dünyasının karmaşıklığını ve karakterlerin içsel mücadelelerini derinlemesine ele alıyor. Anna’nın iki taraf arasında sıkışmışlığı ve bu süreçte yaşadığı duygusal ve psikolojik çatışmaları başarıyla işliyor. Zaman zaman hikaye gereksiz yere karmaşıklaşsa da ve bu nedenle hikayenin akışı zayıflasa da; hareket ve görsellik diyeyim ben. Ancak, filmin zaman zaman kendi içinde tekrara düştüğü ve özellikle Anna'nın yaşamını değiştirme motivasyonu çevresinde hikaye daha iyi işlenebilirdi kanaatimce.
Sasha Luss’un performansı, bir moda evinden sahnelerle etkileyici güzelliği, aksiyon, Helen Mirren ve Luke Evans’ın katkılarıyla da iyi oyunculukla birleşince, ortaya izlenmesi keyifli bir film çıkmış...
Bu Eleştiriyi Paylaşın!