20. Altın Koza Film Festivali’nde galası yapılan ve festivalde yarışan etkileyici bir film. Karla kaplı bir şehrin soğuk, tekinsiz ve kapalı atmosferinde içinizi daraltan bir hikâye. Kaybedenlerin hikâyesi. Festivaldeki en çarpıcı filmler arasında izlediğimiz “Soğuk”; senaryosu, yönetmenliği ve hemen her karesine sızan tarzı ile bir Uğur Yücel yapımı. Gösterimi sonrasında söylediği; ” Gerçek dünyadaki gibi ben de bir kaybeden olarak kaybedenlerin hikâyesini anlatıyorum…” sözleri Uğur Yücel’in filmdeki meselesini özetliyordu.
Yıkıcı bir kıstırılmışlık hissi, cehalet ve şiddet, anormalin sınırlarında gezen psikopat karakterler. Tüm bunların arasında sıyrılıp yeni bir hayat yakalamanın umudunu yaşayanlar.
Erkek egemen kültürlerde kadının itilmişliği, yalnızlığı, evlilik, cinsellik, hamilelik ve şiddet… Kadın için yaşamanın travmaya dönüştüğü bir klastrofobik dünya… Kendi hayatlarının içine kapatılmış kadınlar. Ve bir de kendi ülkelerinde yok sayılarak Rusya’dan bir Türkiye şehrinin pavyonlarında yaşamaya çalışan başka coğrafyaların kadınları… Ülkemiz kadınının bile durumu buyken, sadece erkeğin var olduğu bu buz kesmiş dünyada Rus kadınlarının yapayalnızlığı ve korunmasızlıkları…
Soğuk ve buzlu bir şehirde daralmış ve nefes almaya çalışan, sokak köpekleri gibi sağa sola yalpalayan insanlar…
Sadece yarattığı kaotik soğuk şehir havası ile değil hemen her karakterine başarılı bir şekilde sızdırdığı soğukluğu ile de etkileyici bir drama. Söylenenlerin aksine Uğur Yücel’e katılıyorum; “Gerçekçi bir film benimkisi. Bu hayatın kazananı var mı ki ? “
Tipinin yerden kaldırdığı karı yüzünüzde hissedeceğiniz bir film. Görüntü yönetmeni Emre Tanyıldız ile Festivalde ödüllendirilen film kanaatimce yönetmeni ile de ödülleri hakediyordu. Titizlikle dizayn edilen başarılı kurgusu, Balabey karakterini oynayan Cenk Medet Albeyoğlu’nun raylarda yürüdüğü her karesi ve yaratılan mizansenleri ile Uğur Yücel tam anlamı ile döktürmüş.
Bir diğer göz dolduran oyuncu ise Ahmet Rıfat Sungur; canlandırdığı “Enver” karakterine resmen dönüşerek, bulunduğu her sahnesini kafanıza kazıyacak.
Ülkemizin küçük bir kesitinin kısa ve etkileyici bir sosyolojik analizine soyunan yönetmen, bir öğüt verene dönüşmeden bir çözüm önermeden ve çözmek için çabalamadan bu psikolojik / trajik kaosu sadece önümüze getirmekle yetinmiş.
Mutlaka izleyin…
Benzer Yazılar
Bu Eleştiriyi Paylaşın!