“Pi” ile 1998 de başlayan inanılmaz bir sinema hikâyesi var Darren Aronofsky’nin… Ve “Requem For a Dream”… İnanılmaz etkileyici bir drama.. 2000′lerin bu seviyede çarpıcı çok filmi yoktur herhalde. Filmi izler izlemez hemen tüm sinemaseverler Darren Aronofsky ismini beyinlerine kazıdılar ve filmin yarattığı kaotik, psiko-dramatik sekansları uzun süre unutamadılar. Madde bağımlısı bir çocuk ve TV bağımlısı bir annenin trajedisi… Kendi adıma en iyi filmlerim listesinde ön sıralara koyduğum bir yapıt Requem For a Dream “Bir rüya için Ağıt”…
Ardından ölümsüzlük üzerine görsel anlamda yakaladığı etkiyi içerikte pek de bulamadığımız “Kaynak” geldi. Ziyadesiyle olumsuz eleştiri alan “Kaynak” ve sonrasında gelen “Şampiyon” bir Aronofsky müdavimi olan benim gibi sinemaseverleri yönetmen hakkında iyice umutsuzluğa düşürmüştü.
“Şampiyon” hayal kırıklığı sonrasında “Siyah Kuğu”yu izlemesem “Nuh: Büyük Tufan” filmini izleyecek sinemasal takatim kalmamıştı diyebilirim. Çünkü Sadece Natalie Portman’ın performansı ile değil bir tiyatro eserinin sinema ile harika bir buluşmasıydı “Siyah Kuğu” ve Aronofsky sinemasını bize hatırlattı.
Russel Crow bu tarz efsanevi veya dini hikâyelerde rüşdünü ispatlamış ve bazı durumlarda yönetmeninde önüne geçen oyunculuklar ve karakterleri canlandırmış bir oyuncu. Ama mevzu bahis Darren Aronofsky ise filmin her karesi o derin ve etkileyici felsefi anlamı verme çabasında olacaktı. Oyuncunun sinemasal geçmişi bizi korkutmadı. Yani hiçbir sinema severin korkusu gideceğimiz bu filmde bir Yüzüklerin Efendisi fantastizmi çıkması ya da Russel Crow aksiyonu izlemek değildi.
Ancak ne yazık ki korkulan olmuş ve film bilgisayar teknolojilerinden mütevellit donanımlı ve akıcı bir Russel Crow macerası olmuş. Filmdeki Crow’ u çıkarın yerine birkaç Yüzüklerin Efendisi meşhuru yerleştirin farklı bir hikâyede olduğunuzu anlamazsınız bile. Görkemli görsel sahneler yaratabilme gücünü yönetmenlere kazandıran bilgisayar teknolojisi her hikâyenin aynılaşma tehlikesini de beraberinde getiriyor.
Görsellik hikâyeyi ezip geçiyor. “İzleniyor musun? İşte tamam bu yeterli..” sinema anlayışı Aronofsky sinemasına da sızmış yazık ki… Aslına bakarsanız bu kadar büyük bir oyuncuyla çalışması da bu yolu işaret ediyor sanırım…
“Yeniden yaratılış” üzerine bir dini hikâyenin sonlara doğru uzayıp çekilmez hale gelerek ve hatta vehameti Nuh’un kendini şaraba vurma hallerine kadar vardırması filmin tüm derinliğini ve tinsel felsefesini yerle bir etmiş.
Aradığınız görsellikse bu film size göre… Hayır “Requem for a Drem” lerin Aronofsky’sini arıyorsanız sonraki filmini beklemelisiniz…
İyi seyirler…
Bu Eleştiriyi Paylaşın!