Bu filmde ise Gru ve ailesi yeni bir düşmanla yüzleşirken, karakterler arasındaki bağlar daha da güçleniyor ve hikaye derinleşiyor.
Animasyon dünyasının sevilen serisi "Despicable Me" dördüncü filmiyle geri döndü ve bu sefer de izleyicilere kahkaha dolu anlar yaşatmak için vizyonda.. Filmin ana teması, aile ve sadakatin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha vurguluyor. İlk dakikadan itibaren, Gru ve Minyonlar'ın maceraları izleyiciyi ekrana kilitliyor diyebilirim.
Bu eleştiriyi dinlemeyi tercih ederseniz: TIKLAYIN
Yönetmen Chris Renaud ve Patrick Delage, "Despicable Me 4" ile bir kez daha dediler ve seriyi devam ettirme kararı aldılar.. 1971 doğumlu Amerikalı yönetmen Renaud, animasyon dünyasında uzun yıllardır çalışmakta ve "Despicable Me" ile "The Secret Life of Pets" gibi başarılı projelere imza atmış. Delage ise "Sing 2" ve "The Secret Life of Pets 2" filmlerindeki çalışmalarıyla tanınır. Senaryo, "White Lotus"un Emmy ödüllü yaratıcısı Mike White ve serinin tüm filmlerinde yazarlık yapmış olan Ken Daurio tarafından yazılmış ve bu ekip, önceki filmlerindeki eğlenceli ve duygusal anlatım tarzını "Despicable Me 4"de de ustalıkla sergiliyorlar.
Başrol karakter Gru'yu seslendiren Steve Carell, her zamanki gibi müthiş bir performans sergiliyor. Carell'ın seslendirme yeteneği, Gru'nun karanlık ve komik yanlarını ustalıkla bir araya getiriyor. Zor bir tonlama, etkileyici ve komik bir karakter ve duygusal açıdan stabil olmayan bir karakteri, Gru'yu seslendirmek zor olsa gerek. Çok başarılı Carell.
Ayrıca Minyonlar'ı seslendiren Pierre Coffin yine işini düzgün yapmış ve Agnes karakterine sesiyle yeniden hayat veren Kristen Wiig, karakterin masumiyetini ve sevimliliğini mükemmel bir şekilde yansıtıyor.
Film renkli ve detaylı animasyonlarla zenginleştirilmiş. Gru'nun evi, laboratuvarı ve çeşitli macera alanları, izleyiciyi büyüleyen bir atmosfer yaratıyor. Görsel tasarım, her zamanki gibi yüksek kalitede ve dikkat çekici. Filmin genel atmosferi, mizahi ve neşeli bir hava taşıyor, bu da izleyiciyi -daha çok çocukları- filmin içine çekiyor.
Serinin önceki filmleriyle karşılaştırıldığında, "Despicable Me 4" serinin temel öğelerini korurken, yeni maceralar ve karakter gelişimleri sunuyor. İlk filmde Gru'nun kötü adamdan iyi bir babaya dönüşümüne tanık olmuştuk. İkinci filmde ise Gru'nun ajan olarak çalıştığını ve üçüncü filmde kayıp ikiz kardeşi Dru ile tanışmasını izlemiştik. Bu filmde ise Gru ve ailesi yeni bir düşmanla yüzleşirken, karakterler arasındaki bağlar daha da güçleniyor ve hikaye derinleşiyor. Her filmde olduğu gibi, bu film de mizah ve duygusal anları ustalıkla birleştiriyor.
Filmin kötülük ve iyilik kavramlarına bakışı serinin önceki filmlerinde olduğu gibi yine esnek ve çok boyutlu. Bana kalırsa, Gru, başlangıçta kötü bir karakter olarak tanıtılmış olsa da, içindeki iyiliği keşfetmesi ve ailesine olan sevgisi sayesinde büyük bir değişim geçirdi. Bu filmde de, iyilik ve kötülük arasındaki çizgilerin nasıl bulanıklaşabileceğini görüyoruz. Gru, kötülük yapmanın aslında ne kadar anlamsız olduğunu ve gerçek mutluluğun başkalarına yardım etmekten geldiğini bir kez daha keşfediyor. Yeni düşmanlar ve maceralar, Gru'nun içsel mücadelesini ve iyilik yolundaki kararlılığını pekiştiriyor.
Film, Gru ile yeni kötü karakter Maxime Le Mal arasında geçmişte yaşanan çocukluk dönemi olumsuz anılarının etkilerini de işliyor. Bu geçmiş, iki karakterin birbirine olan düşmanlığını körüklerken, aynı zamanda onların bugünkü davranışlarını da şekillendiriyor. Gru'nun çocukluk travmaları ve yaşadığı hayal kırıklıkları, onun kötü adam olma yolundaki motivasyonunu açıklarken, aynı zamanda içsel iyiliğini keşfetme sürecini de derinleştiriyor. Kanımca, film çocukluk döneminin birey üzerindeki uzun vadeli etkilerini güçlü bir şekilde vurguluyor ve bununla da kalmıyor, "çocuklukta yaşanan olumsuz deneyimler, bireylerin gelecekteki davranış ve kişilik gelişiminde önemli rol oynar" bakışı filmin her yerinde var diyebilirim. Gru'nun hikayesi, çocukluk travmalarının üstesinden gelmenin ve içsel barışı bulmanın önemini bir animasyondan beklenmeyecek derecede incelikle anlatmış ve bana kalırsa izleyicilere psikolojik dayanıklılık ve kişisel gelişim hakkında değerli dersler sunmayı başarmış.
Gru ve ailesinin başına gelen yeni maceraları anlatılan filmin senaryosu, hem çocuklar hem de yetişkinler için eğlenceli ve düşündürücü. Psikolojik derinlik açısından, aile bağları ve sadakat temaları ile fiml ilerliyor ve filmin hızlı tempolu ve dinamik kurgusal yapısı, izleyicinin ilgisini sürekli canlı tutuyor.
Genel olarak "Despicable Me 4", hem çocuklar hem de yetişkinler için keyifli ve eğlenceli bir film.
Bu Eleştiriyi Paylaşın!